Sayfalar

Jeet Kune Do

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:10


Jeet Kune Do (JKD) (Türkçe durduran yumruğun yolu) Bedeni daha ziyade saldırarak müdafaa etme felsefesidir. 1967 yılında ilk Bruce Leetarafından bu ifade kullanılmıştır ve aynı zamanda felsefi tasarımı kamuoyu bilgisine sunulmuştur.Dünyadaki en yeni ve en etkili dövüş sanatıdır.
Bruce Lee, "Jeet Kune Do"yu tanımlamak için şu ifadeyi kullanmıştır:
"Basitçe, "Jeet Kune Do" basitleştirmektir."
Bruce Lee bu ismin sistemi tam olarak ifade edemediğini düşünerek bundan hep sıkıntı duyduğunu belirtmiştir.
Sistemin ana unsuru gereksiz tüm hareketlerden vazgeçmek, sadelik, bedenin tümünü (komple) kullanmaktır. Temel amacı en kısa zamanda dövüşü durdurmak, rakibini engellemek, sonuç almaktır. Bu sanat Bruce Lee tarafından bilinen bazı savunma sanatlarının bir birleşimidir. Örnek olarak bazı önemli bacak ve adım hareketleri eskrim sisteminden Bruce Lee tarafından alınmıştır. Tayland boksu, jiu jutsu, wing chun, kenpo, tekvando vs. M.Ali Clay'ın esnek gard ve dansından etkilenmiştir. Bruce Lee gerekli gördüğü teknik, taktik ve egzersizlerini JKD felsefesiyle pratize etmiştir. Bruce Lee "Jeet Kune Do"yu kitabı (Tao of Jeet Kune Do), verdiği özel dersler ve seminerlerle asistanları vasıtasıyla pekçok ülkeye aktarmıştır. Bruce Lee ünlü kişilere de dersler vermiştir.James Coburn, Steve McQueen ve Chuck Norris Kareem Abdul-Jabbarbunlardan bazılarıdır.
Bruce Lee şöyle der: "...Jeet kune do şekilsizliği tercih eder, böylece tüm şekilleri alabilir ve jeet kune do’nun stili olmadığından bütün stillere uyabilir. Sonuç olarak jeet kune do tüm yolları kullanır ve hiç birine bağlı değildir ve bunun gibi sonuca yardım eden bütün teknik ve imkanları kullanır..."

Kaynakça

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:08

Site için alıntı yaptığımız siteler : http://tr.wikipedia.org

Karate Stilleri

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:07

Mevcut çok sayıdaki Karate stiline karşın, Dünya Karete Federasyonu (dolayısıyla Avrupa Karate Federasyonu ve Türkiye Karate Federasyonu) özellikle sportif faaliyetlerde standartlaşmayı sağlayabilmek için kata listeleri üzerinden dört stili kabul etmektedir:
Shotokan Ryu
Goju Ryu
Shito Ryu
Wado Ryu
Diğer Karate stilleri arasında ise aşağıdakiler sayılabilir. Bu stiller başta Dünya Karate-Do Organizasyonları Birliği (WUKO) olmak üzere çeşitli federasyon ve organizasyonlarda örgütlenmektedir.
Tam temaslı Karate stilleri:
Ashihara
Kyokushinkai
Seido
Shidokan
Dünya Karate Federasyonu dışındaki Geleneksel Karate stilleri:
Uechi Ryu
Shorin Ryu
Chito Ryu

Antremanlar

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:06


Giysilerine Karate-gi, öğrencilerine karate-ka denir. Karate antremanları genel olarak üç kısımdan oluşur. Bunlar, Kihon, Kata ve Kumite'dir. Kihon karatedeki temel tekniklerin parça parça çalışılmasıdır. Kata, sıraları önceden belirlenmiş çeşitli tekniklerin belirli bir sıra ile uygulandığı Karatenin kuşaktan kuşağa aktarılması için oluşturulmuş alıştırmalardır. Kumiteantrenmanda yapılan dövüş alıştırmasıdır.
Karatede derecelenme kuşaklarla belirlenir.Bu kuşaklar azdan çok tecrübeye doğru değişik renklerle belirlenir. Şu kuşaklar mevcuttur:
KuşakAçıklama
Beyazİlk alınan kuşaktır
Sarı
Turuncu
Yeşil
Mavi
Kahverengi
SiyahDaha ileri kuşaklar numaralıdır; ikinci siyah kuşak gibi

Tarihçe

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:05

Karate Okinawa adasında doğmuştur. Çin (özellikle Fujian) kaynaklı kempo tekniklerinin Ryukyu adalarının yerli dövüş stilleriyle kaynaştırılması sonucu Okinawa'nın çeşitli yer isimleriyle adlandırılan (Naha-te, Shuri-te, Tomari-te, vb.), ustadan ustaya önemli farklılıklar gösteren ve toplam bir terim olarak "Karate" (唐手) olarak bilinen savaş sanatları doğmuştur. Karate'nin bu erken dönemine ilişkin en önemli belge Çince yazılmış olan ve 20. yüzyıl başlarına kadar yaygın olarak kullanılan Bubishi (武備志) adlı kitaptır. Geleneksel Okinawa toplumunda Karate pēchin (親雲上) adı verilen samuray sınıfı tarafından öğreniliyordu.
Japon Budo'sunun Karate üzerindeki etkisinin 19. yüzyıla kadar sınırlı olduğu söylenebilir. Ancak 20. yüzyıl başında başta Gichin Funakoshi olmak üzere çeşitli Okinawalı ustaların Japonya'ya yerleşmeleri sonucu Karate Budo ile uyumlulaştırılmaya başlanmıştır. Bu aşamadan itibaren, gendai budō (現代武道) adı verilen modern Japon savaş sanatları ile birlikte gelişimini sürdüren Karate, biçim ve anlayış yönünden Jigoro Kano'nun Jujutsu kökenli Judo'yu yaratmasından önemli ölçüde etkilenmiştir. Yine bu dönemde Karate'nin "boş el" anlamına gelen 空手 biçiminde yazımı yaygınlaşmıştır.
İkinci Dünya Savaşı'na kadar Japonya'da dahi çok bilinen bir dövüş tekniği değildi. Daha sonraları ABD'li işgali sırasında popülerliği artmıştır. Fakat Amerikan ordusu işgal sırasında kendine karşı kullanılma riskinden ürktüğü için bu savaş sanatının bir savunma sporuna çevirilmesini istedi. Bu istek o zaman Karate'nin duyulmasında büyük rol oynayan Funakoshi tarafından karşılandı ve Karate'nin ilk spor versiyonu oluşturuldu. Bu sayede öğrenmesi yıllar alan ve oldukça zor olan sanat tüm dünyada popüler hale gelebilmiştir. Daha sonra öğrencileri tarafından stili, Ustanın şiir yazarken kullandığı mahlası olan Shōtō, yer, okul anlamına gelen Kan ve metod, stil anlamına gelen Ryū kelimelerinin birleşimi olan Shōtōkan-ryū (松濤館流) veya kısaca Shotokan (松濤館) olarak adlandırılmıştır.

Karate

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:04

Karate, Japon silahsız savaş sanatı Karate Do (空手道:からてどう), için yaygın kullanılan kısaltılmış terim olup Japonca kara (空:から)boş + te (手:て) el + do yol, sanat kelimelerinden oluşmakta ve silahsız elin yolu/sanatıanlamına gelmektedir. Zen Budizmi ve Japon kültürü ile yoğrulan Karate, kişinin kendini; bedensel ve zihinsel olarak eğitmesi ilkesi üzerine kurulu, eğitim sistemi sayesinde insanı şiddetten uzaklaştıran, barışçıl duygular beslemesini sağlayan bir disiplindir.

Tarihçe

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:03


M.Ö. 648'de Antik Yunan'da yapılan Olimpiyat Oyunları arasında Pankreas (Pankration) adında bir spor da katılmıştı. Pankration kelimesi Yunanca'daki her şey, tüm anlamına gelen "Pan" ile güçler anlamına gelen "kratos" kelimesinden türetilmişti ve Helenik boks ile güreşin karmasıydı. Karşılaşmalarda yalnızca iki kural vardı; biri ısırmamak diğeri gözlere zarar vermemekti. Karşılaşmalar taraflardan birinin bilincini kaybetmesi veya yenilgiyi kabul etmesiyle bitirilirdi fakat bazen de müsabıklardan birinin veya ikisinin ölümüyle son bulurdu. Kullanılan teknikler arasında yumruklar, eklem kilitleri, fırlatmalar, dirsek ve diz vuruşları ve tekmeler bulunurdu.
Büyük İskender pankreasçıların silahsız dövüşteki yetenekleri yüzünden askerlerini onlar arasından seçerdi. M.Ö. 326'da Hindistan'ı işgal ettiğinde beraberinde çok sayıda pankreasçı da bulunmaktaydı. İnanışa göre pek çok asya savaş sanatının doğuşu da bu döneme denk gelmektedir. Pankreas günümüzde karma savaş sanatları olarak bilinen şeyin de ilk kayıtlı formunu oluşturmaktadır.
Yunanıstan'daki pankreasın düşüşü Roma İmparatorluğunun doğuşuyla aynı zaman dilimine denk gelmektedir. Diğer dövüş sporları pankreasın önüne geçmiş ve Batı'da güreş ve boks hakim duruma geçmişti. Bu durum yüzyıllarca böyle devam etmiş ve Rio de Janeiro'da (Brezilya) ilk kez 1925 yılında karma savaş sanatları uygulanmaya başlamıştı.
1801 yılında George Gracie İskoçya'dan Brezilya'ya göç etmiş ve kuzeydoğu Brezilya'nın Para bölgesinde yaşamaya başlamıştı. Aynı bölgeye 1900'lerin başlarında Japon Mitsuyo Maeda da göç etmişti. Maeda bölgede kurulan kolonide Japon hükümetinin temsilcisiydi ve Graice'nin soyundan gelen Gustão ile yakın arkadaş olmuşlardı.
Maeda aynı zamanda tanınmış bir Judo şampiyonuydu ve onun oğlu Carlos'a Judo'yu öğretmeye başlamıştı. Maeda Japonya'ya döndükten sonra Carlos çalışmalarına devam eder ve kardeşine de öğrendiği sanatı öğretmeye başlar ancak Carlos bu sanata öğrendiği diğer savunma sanatından unsurları da eklemeye başlar. Carlos ve kardeşi Helio Bölgenin Karate okullarının temcilcilerinin, profesyonel boksörlerin, Capoeiracıların ve diğer sanatçılarının katıldığı Antik Yunan'daki Pankreas karşılaşmalarını andıran Vale-Tudo karşılaşmalarına katılırlar. Helio Gracie bu karşılaşmalarda karşısına çıkan Japon dövüşçüleri, boksörleri ve güreşçileri yenilgiye uğratır.
Vale-Tudo karşılaşmaları Amerika'ya da taşınır. Gracie kardeşlerden Rorion, Tayland'a yaptığı gezilerde gizli karma dövüş karşılaşmalarına şahit olmuş olan Art Davie ve Semaphore Entertainment Group'in (SEG) başkanlığını yapmış olan Bob Meyrowitz Ultimate Fighting Championship'i kurmuşlardır.
Kilo kategorileri, zaman veya raund kısıtlaması ve güvenlik ekipmanı bulunmayan bu karşılaşmalarda dövüşçülere sadece göz oyma, ısırma, balık kancası kullanmalarına izin verilmemekte ve dövüşler hakemin durdurması, Knock out veya sözlü veya işaretle bildirilen teslimiyet ile sona erdirilmektedir.
Ultimate Fighting Championship dışında farklı karma savaş sanatları müsabakaları da bulunmaktadır.

Karma savaş sanatları

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 09:03

Karma savaş sanatları (Mixed martial arts), karşılaşmalarda üstünlük sağlamak için her türlü savaş sanatı tekniğinden faydalanabildiği dövüş sporu. En çok tanınan karma savaş sanatları organizasyonları; Ultimate Fighting Championship ve Pride Fighting Championships.

Ninjutsu

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:59

Ninja kanji.svgNinjutsu (Japonca: 忍術), Bir dövüş sporu değil bir hayat öğretisi olduğundan müsabakaları yoktur. Sporcuların Kuşak Sıralaması şöyledir:
Beyaz
Yeşil
Siyah

Ninjutsu sanatı tarihte 2 ekole bağlı idi, Koga ve İga ekolleri. Koga ve İga birbirine benzemek ile beraber farklı bölgelerin isimleri idi. Zamanımızda Koga stili son usta Fujita Seiko'nun ölümü ile yok olmuştur. İga Ryu ise Soke Masaaki Hatsumi'nin önderliğinde devam etmektedir, bu okulun ismi Bujinkan'dır.Bujinkan okulu 3 Ninjutsu okulunu içinde barındıran daha geniş bir yelpazedir ve ömür boyu süren bir eğitimdir. Türkiye'de Bujinkan'ın temsilcisi Bujinkan Türkiye Haburamu Dojo ve eğitmeni Şidoşi Ercan Şarbat'tır.
Ninjutsu Feodal Japonya zamanında Ninjalar (Şinobiler) tarafından uygulanmış öğretilmiş ve geliştirilmiştir.Ninjutsu ruhsal arınma ve mutlu bir kişilik amaçlar. Bunun yanında Ninja'nın amacı kendisi, çevresi ve tüm insanlar için barış getirmektir. Bu sanati tek bir dövüş sanatı olarak nitelendirmekten ziyade birçok sanatı bir arada kullanıldığı bir sistem olarak düşünülmelidir. Bu sistemin içindeki alt sanatları eksiksiz bir şekilde sıralamak ve sınıflandırmak mümkün olmasa da Yakın dövüş ve Kılıç kullanma en önemlilerindendir. Bu alt sanatlar ise şunlardır;

Seishin-teki kyōkō (manevî arınma)
Bōjutsu (sopa ve asa dövüşü)
Shurikenjutsu (shuriken fırlatma)
Sōjutsu (mızrak dövüşü)
Naginatajutsu (naginata dövüşü)
Kusarigamajutsu (kusarigama dövüşü)
Kayakujutsu (piroteknik ve patlayıcılar)
Hensōjutsu (kılık ve gerekli kimliğe bürünme)
Shinobi-iri (gizlilik ve sızma yöntemleri)
Bajutsu (binicilik)
Sui-ren (suyu kullanma)
Bōryaku (Yöntemler)
Chōhō (casusluk)
Intonjutsu (kaçış ve gizlenme)
Tenmon (hava durumu)
Chi-mon (coğrafya)
Taijutsu (Silahsız Dövüş)
Kenjutsu (Kılıçla Dövüş)

Ninjaların kullandığı pek çok alet var idi.Bunlardan bazıları ise;
-Kusari Fundo
-Kusari Gama
-Kyoketsu Şoge
-Yari
-Kama Yari
-Metsubuşi

Pradal Serey

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:57


Pradal Serey Kamboçya'nın ulusal dövüş sanatı. Kamboçya dilinde anlamı "Serbest Dövüş" demek olan Pradal Serey Muay Thai'yi andırmakta ve yumruk, tekme, diz ve dirsek vuruşlarını içermektedir.
Modern Pradal Serey orijinal antik olanından bazı farklılıklar taşımaktadır. Günümüzde uygulanan Pradal Serey daha izlenebilir bir mücadele sporu haline getirilmiş biçimidir.


Kamboçyalı boksörler atak hazırlığı içinde. Fotoğraf Przemek Bednarczyk

Sambo Versiyonları

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:55


Sambo Sporu (Borba Sambo): Amatör güreş veya Judo'ya benzemektedir. Müsabaka Judo'da olduğu gibidir fakat kurallar ve üniformada bazı farklılıklar gösterir. Judo'dan farklı olarak Sambo tüm ayak kilitlerine izin verir.
Kendini koruma sistemi olarak Sambo: Aikijutsu, Jujitsu veya Aikido'ya benzemekte ve hem silahlı hem de silahsız saldırganların ataklarına karşı bir kendini koruma uygulamasıdır.
Dövüş Sambo (Rusça: Boyevoye Sambo): Askeri amaçlarla kullanılan ve geliştirilen bu versiyonu silahlı ve silahsız teknikleri içerir. Karşılaşması modern karışık savaş sanatlarına benzemekte ve vuruş ve tutuş formlarını da içermektedir.

Sambo

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:55

Sambo (Rusça: Cамбо) veya Sombo, Sovyetler Birliği'nde geliştirilmiş modern bir savaş sanatı, mücadele sporu ve kendini koruma sistemi.
Sambo kelimesi "Silahsız kendini savunma" anlamına gelen Rusça'daki Сaмооборона без оружия (Samooborona bez orujiya) ifadesinin kısaltılmışıdır.
Uluslararası Güreş Stilleri Birliği'ne (FILA) göre Sambo günümüzde uygulanan Greko-Romen güreşi, Serbest stil güreş ve Judo ile birlikte uluslararası düzeyde uygulanan amatör müsabaka güreşlerinden biridir.
Sambo sisteminin tek bir kurucusu bulunmamaktadır. Sistemin kuruluşunda pek çok kişi vardır. Ayrıca Sambo'nun kökenleri geleneksel halk güreş stillerine kadar geri gitmektedir. Sambo'nun kökenleri arasında Rusya'daki çeşitli halkların mücadele sistemleri de bulunmaktadır. Tuva'nın köräş'ı, Yakutistan'ın khapsagai'si, Çuvaşistan'ın Akatuy'u, Gürcistan'ın chidaoba'sı, Moldavya'nın trinta'sı, Ermenistan'ın Kokh'u, Özbekistan'ın Kulaş'ı, Azerbaycan'ın Güleş'i gibi.
Bu savaş sanatının bir spor haline gelmesi 1938 yılında olmuştur. SSCB Ulusal Fizik Kültür Komitesince tanınmış ve her askerin savaş becerilerinin bir parçası haline getirilmiştir.


Uluslararası Amatör Sambo Federasyonu (FIAS) Logosu

Shaolin Kung Fu

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:54

Shaolin Kung-Fu, içerik olarak uzun zaman, uzun yol, güç, silah, maharet, sevgi, erdem gibi derin anlamlar ifade eden gerçek savaş sanatıdır. Varolan tüm savaş sanatlarının kaynağı olan Shaolin öğretisi, yüzyıllardır gizemini korumuş Çin' in esrarengiz sırlarından birisidir. Bugün Amerika ve Çin'de rahipler tarafından öğretilmekterdir. Son yıllarda Shaolin başlığı altında jimnastiğe dayalı bir gösteri sanatı halinde ün salmıştır. Wong Fei Huang en büyük Shaolin ustasıdır. Ayrıca ruhsal boyut değişimleri yapılabilen bu sanatın özü beyin gücünün varlığının önemini kanıtlar. Tedavi yapılabilen bu sanatta en güzel sözlerden biri (hiç olmayı başarırsan o zaman ustasındır) sözüdür.Savaş sanatı insanın her uzuvunu silaha dönüştüren ve öğrenirken çekilen acılarla acı çektirmemeyi öğreten bir spordur. Türkiye'de bu sporu öğreten çok az salon vardır, bunlardan sadece bir kaç tanesine ulaşılmıştır.



Bir Shaolin Kung Fu Okulu

Sayokanın Teknik ve Eğitim Yapısı

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:53


Sayokan Ögredik İrtişleri

Sayokan 4 bölge-4 hilal . Her bir hilal ayak hareketi büyük komutan Alparslan'ın Malazgirt savaşında kullandığı hilal stratejisini ifade eder. Rakip hilalin içine hapsedilir ve teknik uygulamaya geçilir. Sayokan vuruşlu-yere serme sistemine sahiptir. Kahramanlık Oyunlarındaki cenkler bu kural anlayışı ile icra edilir. Ayrıca Sayokan'ın öğreti ve teknik anlayışı zıtlıkların birliği kuramı üzerine kurulmuştur. Bu anlayış teknik alanda kişiyi sağ ve sol yeteneklerini aynı seviyede geliştirir. Öğreti boyutunda ise kainatın bu anlayış ile yaratıldığını bilir ve yaşamında eksi ve artı değerleri dengelemesini öğrenir. Bu anlayışın tekniksel alanda uygulanışı başka savaş sanatlarında yoktur. Tüm temel tekniklerde uzuvlar araçtır, destekleyici, ivme kuvvetini artırıcı unsur gövdedir. Örneğin, yumruk tekniğinde kol ve el araçtır. Yumruğu destekleyen, itici güç ve ivme kazandıran gövdedeki başka kas guruplarıdır. Bu anlamda Sayokan’ın teknik hareket analizi ile diğer savaş sanatlarının teknik analizleri arasında çok ciddi farklılıklar vardır. Tekniklerde orak, kanca, tırpan, kalkan gibi tanımlamaların olması sadece isimlendirmeden ibaret değildir.
Uluç El İrtişleri: Ok yumruk - Orak yumruk - Kanca yumruk - Döner dirsek - Sağ ve sol sancak - Gökkuşağı - Kalkan - Burgu - Kılıç el - Sarmala at - Ters sarmala at - Osmanlı eli - Düz ok - Düz orak - Düz Osmanlı eli.
Uluç Ayak İrtişleri : Alt, orta ve üst tırpan - Omca - art bönge - Art orak bönge - ön bönge - yan bönge - Bagış bönge - Ters bagış bönge - Kımaça bönge

Sayokan

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:52


Türk Savaş Sanatı Sayokan, kökleri Orta Asya'ya dayanan, yaklaşık 16 bin yıllık Türk Tarihi'nde bulunan bilgiler derlenerek stratejileri oluşturulmuş bir Türk savaş sanatıdır. Nihat Yiğit tarafından gündeme getirilmiş ve Dünyada kabul edilerek resmi bir branş olarak dünyaya tanıtılmaya başlanmıştır.Sayokan Dünya Federasyonu, 07 Aralık 2005 tarihinde Türkiye'de kuruldu.
Sayın Nihat YİĞİT bu sisteme “SAVAŞÇININ YOLU ve KAN’ı" cümlesini uygun görmüş, bu cümledeki sözcüklerin baş hecelerini alarak kısaltmıştır. Onun ifadesi ile, “Savaşçı” Mete Han’dan Atatürk’e kadar gerek bedensel, gerekse ruhsal, zihinsel yetenek ve erdemliliğe sahip eşsiz devlet adamlarımızı, komutanlarımızı, kahramanlarımızı, “YOL” ise bu eşsiz insanların bu yetenek ve erdemliliğe giden yolunu, “KAN” ise yine bu eşsiz insanlarla olan bağımızı ifade etmektedir.” diye tanımlıyor. Tabiatı ile uzak doğu savaş sanatlarına bu alanda alternatif, yerelliği ve milliği olan bir kültürleştirme hareketi olunca kolay kabul edilebilir görünmektedir.
Sayokan’ı temel özellikleri ile tanıtmaya çalışacağız. Bu temel özellikleri tekniksel olduğu kadar, tarihi, kültürel geleneksel unsurlarını da tanımak zorundayız ki sıradan bir savaş sanatı imajı ile tanınmasın. Veya sadece uzak doğu savaş sanatlarına alternatif mantığı taşıyan, bu amaçla ortaya konmuş bir çalışma olarak görülmesin.

Stiller

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:51


Pencak Silat'ın pek çok stili bulunmaktadır. Bazıları;
  • Silat Kalimah : Malezya'daki en eski Silat stillerinden biridir. M.S. 1118 yılında kurulduğuna inanılmaktadır. Eski Kedah Hanedanlığı zamanında Sultan ailesinin gizli sanatıdır ve Pak Yahya Said tarafından 1963'de kamuoyuna tanıtıldı.
  • WaliSongo Silat : Vuruşlar, yer dövüşü ve silah kullanımının da yer aldığı Geleneksel Endonezya Pencak Silat stili. Pendekar Steve Benitez tarafından Londra'da öğretilmektedir.
  • Silat Zulfikari : Kadiri Rufai Tarikatının savaş sanatı. Tarsus doğumlu şeyh Taner Ensari tarafından Dünya'ya tanıtılmaktadır.
  • Perguruan Pencak Silat Padjadjaran Nasional : Geleneksel batı Java stili.

Sistem

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:51

Pencak Silat duruşlar (sikap-sikap) ve hareketlerden (gerak-geri) oluşan bir sistemdir. Pencak Silat pratisyeni (Pesilat denir) dövüş sırasında çeşitli duruş ve hareketleri dönüşümlü olarak kullanarak rakibinin savunmasında bir açık yakalamaya ve hızlı ataklarla (serangan) rakibini ekarte etmeye çalışır. Çeşitli savunma ve atak tekniklerinin bulunduğu Silat'da dizler, dirsekler, yumruklar, ayaklar kullanılarak rakibe, tekme, vuruş, atışlar, eklem kırışları, savurma ve yere yıkma teknikleri uygulanır.
Uluslararası Pencak Silat Federasyonu (PERSILAT) Pencak Silat'ın uluslararası bir mücadele sporu olarak yaygınlaştırılmasına çalışmaktadır. Uluslararası federasyona bağlı olarak Avrupa Pencak Silat Federasyonu kurulmuş ve 1986'da Asya dışında Avusturya, Viyana'da ilk Pencak Silat Dünya Şampiyonluğu yapılmıştır. 2002'de Malezya Penang'da son Dünya Şampiyonluğu yapılmıştır.

Pencak Silat

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:51

Pencak Silat, Filipinler, Endonezya, Malezya, Brunei ve Singapur gibi Malay dünyasında uygulanan bir savaş sanatı. Kısaca Silat olarak da bilinir. Tam temaslı (full-contact) karşılaşmaları olduğu gibi gösteri ve spor olarak da uygulanabilmektedir. Sistem Hollanda'da yaygın olarak uygulanmaktadır. Endonezya'da 1965 yılında komünistler ve yandaşlarına karşı Müslümanlar tarafından etkin biçimde kullanılmıştır.

Teknik

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:50


Teknikte sadece el veya sadece ayak teknikleri veya belirli bir unsura ağırlık vermek söz konusu değildir. Pratisyen koşullara göre bu tekniklerden dilediğini kullanabilmekte serbesttir. Ayak teknikleri çoğunlukla Tekvando ve Muay Thai 'den el teknikleri ise kick boks, karate, boks ve Kung Fu 'dan alınmıştır. Bu yüzden açık el, el ayası kullanılabildiği gibi yumruğun çeşitli kenarları, elin sırtı sistemde bulunmaktadır. Sistemde Juijutsu ve Aikoda'da bulunan tutuş ve fırlatış teknikleri ve her ne kadar kaçınılsa da yere düştükten sonra da uygulanabilecek teknikler de bulunmaktadır. Sistemde öğrencinin gücü uzun tekrarlar ve ağırlık antremanlarıyla arttırılmaya çalışılır.
Sip Kwon Do'da yarı ve tam temaslı karşılaşmalar yapılmaktadır. Öğrenciler kısa bir süre sonra kick boks ringine benzer bir ortamda veya bir salonda karşılaşma yapıp tekniklerini uygulama imkânına kavuşmaktadırlar.
Sipkwondo Kuşak Sistemi:
Beyaz Kuşak, 9th through 6th Gup (Belirli bir süreyi gerektirmemektedir) Yeşil Kuşak, 5th through 3rd Gup (Minimum 1 yıllık antremanı gerektirir) Kırmızı Kuşak, 2nd gup (Minimum 3 yıllık antremanı gerektirir) Kahverengi Kuşak, 1st Gup (Minimum 5 yıllık antremanı gerektirir) Siyah Kuşak, 1st Dan (Minimum 7 yıllık antremanı gerektirir)

Kuruluşu

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:49

Keith Sipmann çoğunlukla Tekvando olmak üzere 30 yıllık bir savaş sanatı deneyimine sahipti. Ancak bir süre sonra özellikle yer tekniklerinde Tekvando'nun kişiye bir avantaj sağlamadığını gördü ve diğer savaş sanatı stillerini çalışmaya başladı. Sipmann, Aikido, Shotokan, Muay Thai, Kickboxing, Jeet Kune Do, Judo, Jujitsu, Capoeira, Hung Gar, Five Animals, Boks hatta jimnastik çalıştı. Çalıştığı bu farklı stillerden unsurları biraraya getiren Sipmann sip Kwon Do'yu kurdu. Ancak Sip Kwon Do tıpkı Bruce Lee'nin kurduğu Jeet Kune Do'su gibi gelişmeye ve yeni unsurların sisteme katılmasına sürekli açık bir teknikdir.

Sip Kwon Do

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:49

Sip Kwon Do, Keith Sipmann tarafından Tekvando, Aikido, Shotokan, Muay Thai, Kickboxing, Jeet Kune Do, Judo, Jujitsu, Capoeira, Hung Gar, Five Animals ve diğer stillerin karışımıyla oluşturulmuş melez bir savaş sanatı. Sip "on", Kwon "yumruk veya el" Do "sanat" veya "yol" anlamına gelir. İfade "On yumruk yolu veya sanatı" şeklinde tercüme edilebilir.

Systema

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:48

Systema (Rusça: Система, "Sistemi"), kökeni 10. yüzyıla dayanan Rus savunma sanatı. Temel olarak duruş ve katalar içermez. Esneklik ve hareket halinde olmak temellerine dayanır. Diğer Uzakdoğu savunma sanatlarıyla benzer hareketler içermektedir. Başta Rusya olmak üzere birçok ülkede okulları bulunmaktadır.

Tangsudo

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:47

Tangsudo, Dangsudo, Tang Soo Do veya Tangsoodo ("Tang Hanedanlığının Sanatı) geleneksel bir Kore savaş sanatıdır ve büyük ölçüde modern Tekvando'nun kaynağıdır.

Kökenleri

Yaklaşık 2000 yıl önce Kore'de ortaya çıkan antik bir savaş sanatı ve günümüzde uygulanan en eski karate formlarından biridir. Japon hakimiyeti altındaki Kore'de halkın savaş sanatları uygulaması yasaklandığından çoğu uygulayıcı eğitimlerini gizli gerçekleştirmekteydi.
Çoğu çağdaş savaş sanatlarının tersine tangsudo'nun kurucusunu tam olarak tespit etmek olanaksızdır. tangsudo tarihinde bilinen en eski kişi Won Kuk Lee'dir. Bununla birlikte tangsudo'nun Moo Duk Kwan stilinin kurucusu Büyükusta Hwang Kee'dir. Hwan Kee Mançurya'da iken Çin savaş sanatlarını öğrendiğini ve Japon Okinava karatesinden ve yerli Kore savaş sanatları Taekkyon ve Subak 'tan etkilendiğini iddia etmiştir. Onun bu iddiaları Kore Taekkyon Birliği Büyükustası Yong Bok Lee tarafından doğru olmamakla itham edilmiştir.

Tekvando

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:46


Bir tekvando müsabakası
TaekwondoOkunuş: Tekvando (Korece: 태권도 Hanja: 跆拳道, 2000: Taekwondo, McCune-Reischauer: T'aekwŏndo), çıplak el ve ayakla yapılan, Kore kökenli bir uzakdoğu savunma sanatı ve sporudur. Yaklaşık 600'lü yıllarda ortaya çıkan ve birbirinden ayrı iki sistem olan "Ayak Sistemi" ile "Yumruk Metodu" zamanla bir araya getirilerek Taekwondo ortaya çıkmıştır. Taekwondo kelimesi, Korece Tae, Kwon ve Do kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Tae, "tekme" veya "ayakla yapılan vuruş"; kwon, "yumruk" veya "elle yapılan vuruş"; do, "iyilik, doğruluk, fazilete giden yol" anlamına gelmektedir. Taekwondo'nun kelime anlamı; "el ve ayak yolu"dur.
Taekwondo'da tecrübe ve ustalığı belirtmek üzere, diğer pekçok uzakdoğu kökenli savaş sanatında olduğu gibi, elbisenin üzerine bağlanan kuşaklar kullanılır. Bu kuşaklar sırayla; beyaz, sarı, yeşil, mavi, kırmızı, siyah renklerdedir. Derecelendirmeyi kolaylaştırmak için, her iki kuşağın arasında bir de ara kuşak bulunur ve bu kuşak, öncesindeki ve sonrasındaki kuşakların rengiyle anılır; sarı-yeşil kuşak, kırmızı-siyah kuşak gibi. 4 ayda 1 kuşak sınavı yapılır, başarılı olanlar bir üst kuşağa geçerler. Başarıya göre ara kuşakları atlayarak yükselmek de mümkündür.
Siyah kuşak en üst kuşaktır. Fakat siyah kuşağın da dereceleri bulunmaktadır. Bunlar, 1.Dan, 2.Dan, 3.Dan, 4.Dan, 5.Dan, 6.Dan, 7.Dan, 8.Dan ve 9.Dan'dır. Her Dan derecesi arasında belli bir bekleme süresi vardır. Bu süre Dan derecesi kadar yıldır. Örneğin, 4.Dan olan birisi 5.Dan'a geçmek için 4 sene beklemek ve ardından bir imtihana girmek zorundadır.
Bir sporcunun siyah kuşak olabilmesi için 16 yaşından gün alması gerekmektedir. Yaşı tutmuyorsa siyah kuşak yerine Pum kuşak alabilir. Pum kuşağın dereceleri ise 1.Pum, 2.Pum ve 3.Pum'dur.

Capoeirada Kullanılan Müzik Aletleri

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:43



Berimabu çeşitleri
Berimabu'nun diğer parçaları: caxixidobrao vebaqueta
Capoeira müziğini yapan gruba Bataria denmektedir. Genelde batariada şu çalgılar bulunur:
  • Agogo: Tahta, plastik ya da demirden olan agogo bir sopa aracılığıyla çalınan en temel ritim aletlerinden biridir. Eğer demirden yapılırsa ziller grubuna girebilir.
  • Arami: Bu aslında basit bir çelik teldir. Brezilya'lı capoeirista'lar bunu eski kamyon lastiklerinin içlerinden çıkarırlar. Bu tel daha sonra zımparalanarak temizlenir, ucuna atılan bir düğümle verga'ya bağlanarak yukarıdan gerilir. Böylece berimbau'u akor yapmış olursunuz.
Atabaque: (Atabaki ya da atabake şeklinde okunur. ) Brezilya'lı Afrikalılara özgü ve elle çalınan bir davuldur. Deri kısmı genelde manda derisinden yapılır, dekorasyon olarak da çoğunlukla tüylü bırakılmaktadır. Capoeiranın genel ritmini sağlamak için kullanılır. Ayrıca maculelê, samba de roda ve afoxedanslarında da kullanılır.
  • Baqueta: (Baketa diye okunur) Yine rotan, bambu gibi ağaçların arta kalan, daha ince parçalarından yontularak yapılan bu parça bir çeşit bagettir vearamiye vurularak berimbau'un asıl sesini verir.
  • Berimbau: (Birimbau diye okunur) Capoeirada kullanılan en önemli müzik aletidir. Kökleri Afrika'ya kadar dayanmaktadır. Eski zamanlarda Capoeirista'ların (Capoeira yapan kişi) Berimbau'nun ucuna jilet, bıçak gibi keskin aletler yerleştirerek silah olarak da kullandıkları söylenir. Berimbau aslında çok basit bir formata dayanan ama oldukça farklı tınılar elde edebilen bir alettir. Ayrıca farklı tonlarıve görevleri olan berimbau'lar vardır. Berimbau altı parçadan oluşur. Bunlar:
  • Cabaça: (Kabasa diye okunur) Bu parça bildiğimiz kabağın kurutulup içinin oyulmasıyla yapılır. Arkasına açılan iki deliğe bağlanan bir iple berimbau'a eklenir.
  • Caxixi: (Kaşişi diye okunur) Caxixi sepet gibi örülen sonra içine koyulan bilimum fasulye, boncuk gibi şeylerle sallanarak müziğe ses katan bir parçadır.
  • Dobrao: Dobrao metal bir para olabileceği gibi deniz kenarında bulunan, elinizin rahat edeceği büyüklükte bir taş da olabilir. Bu parça berimbau çalınırkenaramiye değer ve bu şekilde "nota" oluşturur.
  • Pandeiro: Genel anlamda Türk tefini andıran bu müzik aletinin teften en büyük farkı zillerinin daha büyük olması, daha ağır bir metalden yapılması ve tınlamayı en aza indirmek için zillerinin dışa dönük değil, içe dönük olmasıdır.
  • Verga: Berimbau'nun "gövde" kısmıdır. Bambu, rotan gibi çok yumuşak olmayan, eğilme kapasitesi olan ama kolay kırılmayan ağaçlardan yapılır. Genelde bir metre civarında bir uzunlukta olur.
Aslında fakir Brezilya halkının sokaktan toplayıp yapabilecekleri kadar basit tutulan bu müzik aletini, her öğrencinin kendisinin yapması adettendir ve capoeira eğitiminin bir parçasıdır.

Capoeirada Seviyeler ve İlgili Terimler

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:41


  • Batizado: Kelime anlamı vaftiz olan bu seremoni, capoeirada öğrencilerin okula alınması ve ilk corda(o)larını aldıkları büyük bir festivaldir. Genelde batizadolarda yeni öğrenciler corda(o) alırken, eski öğrencilerin de seviyeleri yükselir. Bunların gerçekleşmesi için öğrencinin genellikle yılda bir kez yapılan bu etkinliğe katılması gereklidir. Aksi takdirde seviye değişimleri ya da okula dahil olma işlemi gerçekleşmez. Bu törenler capoeiranın Afrika kökenlerinin temsilidir.
  • Contra Mestre ya da Mestrando: Okuluna göre ismi değişen bu seviye mestrenin bir altındaki derecedir ve mestreden sonraki en önemli mertebedir.
  • Capoeirista: (Ka-pu-e-ris-ta şeklinde okunur) Capoeira yapan kişi.
  • Corda(o): Öğrencilerin seviyelerini gösteren bir çeşit kemer sistemidir. Bazı okullar corda, bazıları cordao kullanmaktadır. Corda genellikle fabrika yapımı, aslen kirli beyaz olan ve daha sonradan Mestre tarafından seviye renklerine boyanan bir kemerdir. Cordao ise farklı renklerde iplerin alınıp öğrenciler tarafında örülmesiyle hazırlanan bir kemer çeşididir. Okuluna göre değişen kemer sistemlerinin renkleri de genel olarak iki grupta toplanabilir. Bir sistemde Brezilya bayrağının renkleri kullanılırken, diğer sistemde içinde sarı, turuncu, kırmızı, mor gibi her biri farklı anlam ifade eden bir renk çeşitlemesi bulunur. Bu durumda farklı okullarda seviyelerin gösterilmesinde bir standart bulunmamaktadır. Örneğin Mestre seviyesi bazı okullarda beyazken, bazı okullarda kırmızı ya da siyah olabilir.
  • Formad(o)(a)/Graduad(o)(a): Bu seviyenin ismi de okuluna göre değişiklik göstermektedir. İlk hocalık seviyesidir. Öğrenci eğitmen yardımcılığını tamamlamış ve resmi bir eğitmen olmuştur. Yine sonundaki harf öğrencinin cinsiyetine göre değişir.
  • Estagiero: Bazı okullarda geçiş süreci için öğrenciye bu stajyer ismi verilir. Öğrenci hazır olduğunda genellikle graduad(o)(a) olur.
  • Instrutor(a): Formado(a)/Graduad(o)(a)dan sonra gelen eğitmenlik seviyesidir. Yine eğer eğitmen bayansa ismin sonuna 'a' eklenir.
  • Mestre: Capoeirada ulaşılan en yüksek mertebe. Mestre Acordeon ve Suassuna gibi büyük mestrelere Grand Mestre de denmektedir.
  • Monitor(o)(a): Eğitimini tamamlamış öğrencilere verilen isimdir. Bu öğrenciler asistan olarak ders verebilirler. İsimlendirme de yine Portekizce cinsiyet kuralı geçerlidir.
  • Professor(a): Contra Mestre/Mestrando'dan önceki hocalık seviyesidir. Eğer eğitmen bayansa sonuna 'a' eklenir. Bunun nedeni Latin kökenli bir dil olan Portekizce'nin nesne ve öznelere cinsiyet vermesi, fiileri buna göre çekmesidir.

Türleri

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:41


Capoeira hareketlerinden biri

AngolaRegional ve Senzalaolmak üzere üç genel tarzı vardır. Bunların dışında berimbaudan çıkan belli ritimlere göre oynanan oyunlar vardır: banguela, iuna, muidinho gibi.

Angola

Yavaş bir ritimle yere yakın oynanır. Amaç kurnazlık ve çeviklikle rakibi alt etmektir. İlk capoeira örneklerine daha yakın olduğu varsayılır. Bu oyunun zorluğundan dolayı Mestrelerin (Ustalarin) oyunu da denmektedir. Müzik yavaş başlar ve oyunda buna bağlı olarak yavaştır. Angola oyunları uzun sürer ve bu süre içerisinde müzik hızlanır. Müzikle birlikte oyun da hızlanır. Müziğin ritmi ve şarkının sözleri oyunun karakterini etkiler. Yavaştan hızlıya doğru giden sadece bedenin değil aklında sınırlarının zorlandığı, mandinga adı verilen kandırma, kurnazlık oyunlarının bulunduğu zengin bir tarzdır. Ayrıca en zengin orkestra angolada bulunur.
Martelo do Chao

Regional 

Mestre Bimba trafından geliştirilen Capoeira sitilidir. Angola sitilinin dövüş tekniklerinde yetersiz kaldığını düşünerek Capoeira nın dövüş tekniklerine ağırlık vererek jinga tekniğinden en sert tekniklerine kadar değiştirmiştir. Ayrıca gelistirdiği sequensa teknikleri ile öğrencilerin çok daha çabuk mezun olmalarını sağlamıştır. Regional dövüş teknikleri üzerine kurulmuştur ve akrobatik öğeler içermez, oldukça serttir.
Birçok Mestre Bimba'yı ve sitilini eleştirmiş, Sitilinin capoeiranın ruhuna aykırı olduğunu savunmuş ve şiddetle karşı çıkmıştır. Bunun üzerine M. Bimba bütün Mestrelere meydan okur ve müsabakaya çağırır. Gönüllü olan üç mestreden en fazla dayananı sadece 70 saniye ayakta kalabilmiştir…

Senzala

Bu sitil Mestre Bimba'nın eleştirilerine karşı ve bu eleştirilerinde haklı çıkmasından sonra capoeiranın eski halini koruyarak pekçok mestre tarafından geliştirilen Regional ve Angola sitilini birleştiren, bu günün modern capoeira'sı olarak nitelenen ve bu gün en fazla uygulanan capoeira sitilinden biri olmaktadır. Fakat ne yazıkki çok fazla Mestre Bimba'nın Regional sitili ile karıştırılmaktadır.

Banguela

Bu sitilde Regional sitilinin bir oyunudur darbe ve vuruşlardan ziyade iki kişinin uyumu içinde uygulanır dövüş teknikleri kullanılsada dövüşten uzaktır. Amaç dövüşten çok strateji ve uyumdur. vücutla yapılan dama yada satranç gibi düşünülebilir.

İuna

İki capoeiristanında tüm yeteneklerini gösterebildiği karşılıklı tekniksel ve acrobatik kapışmanın yapıldığı, birinin yaptığı hareketi diğerinde yapmaya çalıştığı oyun stilidir ve bu oyunu sadece formado - Graduado (Mezun) veya daha üst seviyeye sahip capoeiristalar oynayabilir.

Miudinho

Mestre suassunanın yarattığı capoeristaların oyun oynama becerilerini sergilediği çok yakın oynanan bir oyundur

Tarihçesi

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:40


Rugendasroda.jpg
Capoeiranın tarihçesi iki bölümden oluşmaktadır:
1. Bölüm: capoeiranın doğumu ve gelişimi anlatılır. Capoeira Angola'nın hangi şartlar altında doğduğu, kimler tarafından yetiştirildiği ve kimleri koruduğu üstünde durulur.
Ara Bölüm - Uzatılan Zincirler: Capoeira Angola ve Capoeira Regional arasındaki geçiş süreci anlatılır.
2. Bölüm: capoeiranın özgürleşmesi anlatılır. Bu bölümde, saklanmak zorunda kalan kardeşini (Angola) özgürlüğe kavuşturmak için doğan, küçük kardeşinden (Luta Regional Baiana) bahsedilir.

Capoeira Angola Tarihi 

 Portekizliler, 16. yy'ın 30'lu yıllarında, şeker pancarı üretimi için çalıştıklarından birçok işçiye ihtiyaç duymuşlardı. Bu yüzden, kendi yerlileri olan "Tupi" kızılderililerini köleleştirmeye çalıştılar.
Kızılderililer işçi değil, avcı olduklarından, o kadar yoğun bir tempoya ayak uyduramıyorlardı, ama buna karşın yine de köleleştirildiler. Portekizliler, köle kullanımında uzman olmalarına rağmen, kısa bir süre içinde yüzbinlerce kızılderili çeşitli nedenlerle ölmüş ve bu nedenle kilise kızılderililerin köleleştirilmesini yasaklamıştır.
Açık kalan işçi boşluğu bir şekilde doldurulması gerekmiştir. Bu düşünceyle hareket eden Portekizliler, kısa bir süre sonra, 1538 yılından sonra Afrika'dan Brezilya'ya 2-3 ile 18 milyon arasında bir sayıda köle getirtmeyi başarmıştır. Kölelerin çoğu, çok kötü şartlar altında kuzeydoğu Brezilya'daki şeker pancarı üretim sahalarında çalıştırılımıştır. Bu dönemde, birçok köle kaçmaya çalışmış, kaçarken veya kaçtıktan sonra "Capitães do mato" (ormanın kaptanları) tarafından yakalanıp çok büyük cezalara çarptırılmışladır. Capitães de mato'ya yakalanmadan kaçabilen köleler (o dönemde sayıları pek fazla değildi) yaşamlarını tehlikeli ormanlarda sürdürmek üzere kurdukları "quilombos" adı taşıyan köylere (topluluk) yönelmişlerdir. Kısa bir zaman sonra, Brezilya'nın ormanlarında birçok quilombos kurulmuştur.
Bunların başlangıcı 1690'lı yıllarda Palmares'in ormanlarında (bugünkü Alagoas) görülmüş ve sayıları sürekli artmıştır. Buna rağmen, quilombos sayısı Portekiz askerlerine karşı koyabilecek ölçüde gelişmemiştir. Bu durum, 14 Şubat 1630 yılında Hollandalılar'ın üçbine yakın askerle Portekiz ordusuna saldırmasıyla değişmiş ve köleler ayaklanarak kaçma imkânı bulabilmişlerdir. Palmarino'lulara katılan çok sayıda köle, Palmarino'luların kendilerine olan güvenlerini arttırmıştır.
1635 yılında, Quilombo'ların başına Gunga-Zumba (anlamı: büyük öncü) geçmiştir. Gunga-Zumba önderliği ele aldıktan sonra, Hollanda ve Portekiz askerleri birçok kez Palmarino'ya saldırı düzenlemiş, ama her seferinde başarısız olmuşlardır. 1667'den 1670'e kadar Pernambuco'nun güneyi Palmarino'luların egemenliğinde kalmıştır. 1676'da Pernambuco'nun o dönemki generali olan Pedro de Almedia, acımasızlığı ile ünlenen komutan, Fernão Carrilho'yu Palmarino'yu yerlebir etmesi için görevlendirmiştir. 1667'de Palmarino'ya saldırılmış ve kuşatma sonucunda Gunga-Zumba'nın Amaro'da bulunduğu ortaya çıkmıştır.
Komutan Fernão C. Gunga-Zumba'yı ele geçirebilme amacıyla Amaro'ya saldırmış, ama ayağından ağır bir yara almasına rağmen Gunga-Zumba kaçmayı başarmıştır.
1678'de Porto Calvo'ya geri dönen komutan, büyük ölçüde asker kaybetmesine rağmen, Portekiz halkı tarafından bir şampiyon gibi karşılanmıştır. Generalin elinde 200'den fazla Palmarino esiri bulunmasından dolayı, Gunga-Zumba'yla bir antlaşmaya varmaya çalışmış ve savaşlardan yorgun düşen Gunga-Zumba antlaşmayı kabul etmiştir. Bunun ardından, Gunga-Zumba yanına birçok Palmarino'luyu alarak Serinhaém'den 32 kilometre uzaklıkta bulunan Lucaû'daki bir rezerveye yerleşmiştir. Herkes Palmarino'luların yenildiğini düşünürken, kısa bir süre sonra halk yeniden ayaklanmış ve yeni kral, öncekilerden daha acımasız ve kararlı olan Zumbi başa geçmiştir.
İlk Quilombo'lar kurulmadan önce, tutsak dönemlerinde geliştirilen Capoeira, Gunga-Zumba'nın döneminde de kullanılmasına rağmen, en yoğun Zumbi'nin döneminde kullanılmıştır. Zumbi'yi yok etmek için birçok girişimde bulunulmuş ve sonra Pernambuco'nun generali, "yabani" lakabı takılmış Domingos Jorge Velho'yu Bandeirantes'in başına geçirerek, Zumbi'yi ve Palmarino'luları yakalamak üzere görevlendirmiştir. Birçok kez savaşa girilmesine rağmen, Velho her seferinde başarısız olmuş, ama pes etmemiştir. Pernambuco'nun zengin tabakası, Palmarino'lular yüzünden birçok köle kaybetmiş ve bunun sonucunda generale baskı yapmaya başlamışlardır. General, bunun üzerine 1694 yılında Velho'ya, Palmarino'ya karşı 9000 asker vermiştir. Bu savaş Palmarino tarihinde ikinci en büyük savaş olmuştur. Velho başarısız olmak üzereyken, Macaco (Palmarino'da bir quilombo)'nun önüne altı tane top getirtmiş ve Palmarino'luları geri çekilmeye zorlamıştır. Bu sistemi bir raya oturtarak, Velho tüm köyleri birer birer yıkmaya başlamıştır. Savaş bittikten sonra, Palmarino'luların çok azı hayatta kalmıştır ve bunlardan birisi de Zumbi'dir.
Kitaplarda anlatılana göre, Zumbi çok yakın bir arkadaşı olan Antônio Soares'in ihbarı üzerine öldürülmüştür, çünkü Soares Portekizlilerin tutsağı konumunda olduğundan, işkencelere daha fazla dayanamayarak Zumbi'yi ele vermiştir.
20 Kasım 1695'de Gongoro'da Zumbi Soares'le karşılaşmış ve sarıldıkları sırada, Soares Zumbi'nin karnına bir hançer saplamıştır. Aniden meydana çıkan Portekiz askerlerinden kaçmaya çalışırken, Zumbi bir kişiyi öldürmüş ve birçok kişiyi yaralamıştır.
Zumbi'nin ölümü ile Palmarino direnişi sona ermiştir. Palmarino'nun tarihi capoeiranın da tarihi olmuştur, çünkü siyah kölelerin ateşli silahlara karşı kullandıkları en büyük silahları capoeiraydı. Bundan dolayı, 13 Mayıs 1888 Brezilya'daki "abalição" (köleliğin kalkması)'dan sonra isyancıların vazgeçilmez silahı Capoeira da yasaklanmıştır. Bu engellere rağmen, siyah kültürün bir öğesi olan Capoeira hayatta kalmayı başarabilmiştir.
'
" Vücutları silahlarıydı. Dansları ise kamufle. Bu gizlilik aynı zamanda da onların hayat felsefesi ve kültürü oldu. "

Capoeira

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:37


Capoeira, (ka-pu-ey-ra şeklinde okunur) Brezilyalı kölelerin muhtemelen 16. yüzyılda ortaya çıkardıkları, savaş sanatı, spor ve müzik içeren bir savaş sanatıdır. Brezilya Portekizcesi'nde kelime anlamı büyük ormanlarda küçük ağaçsız alandır. Dövüş sanatının adı da buradan gelmektedir.
Brezilya'da yaşayan Afrika asıllı kölelerin kendilerini savunmak için geliştirdikleri bu saldırı kökenli spor bugün Brezilya başta olmak üzere Dünya'nın 48 ülkesinde resmi olarak yapılmaktadır. Estetik görünümü ve katı formlara sahip olmayışı capoeirayı diğer savunma sanatlarından ayırır. Bazı insanlara göre Capoeira bir savaş sanatı, savunma sanatı ya da sadece bir dans olabilir. Brezilya'daki capoeiranın kökenlerini yaratan köleler için Capoeira 'Özgürlüğe giden yol' olarak kabul görmüş.
Capoeira, roda adı verilen insanlardan oluşan bir çember ya da yuvarlak daire ya da yarım daire içerisinde iki kişi ile belli stillerde ve ritimlerde oynanan bir oyundur. Bu oyunun adıjogodur. Roda çemberinin ve jogu oyununun belli töresel kuralları vardır. Roda, orkestrayı da içinde barındırır. Oyun müzik eşliğinde, saldırı ve savunma kavramları temel alınarak oynanır. Bu oyunda rakipler birbirlerine ağırlıklı olarak zihinsel ve bunun yanında fiziksel üstünlük sağlamaya çalışır.
Capoeira, angola ve regional adı verilen iki temel stil halinde oynanan bir oyundur. Her iki stilde de kurallar, oyunun anlamı ve amacının bilinmesi, uygulamaktan çok daha önemlidir.
Capoeira ile ilgilenen bir kişi, öncelikle bu kültürün gerçek felsefesini ve kurallarını öğrenebilmek için bir hocadan eğitim almalıdır.
Capoeiranın amacı, felsefesi, geleneksel kuralları, orkestrası, enstrüman, ritim ve şarkıları, oyunu ile bir bütündür. Capoeirada kurallar gelenekseldir ve çok önemlidir.

Teknikler

0

Posted by Hayalet Kuponcu | Posted in | Posted on 08:35


Judo teknikleri 3 kategoride toplanır. Her kategori kendi içinde bölümlere ayrılmıştır.
Nage Waza: Fırlatma teknikleri
Katame Waza: Tutma, yakalama teknikleri
Atemi Waza: Vuruş teknikleri
=== Nage Waza ===(Fırlatma Teknikleri)
==== Tachi Waza ====(Ayakta yapılan teknikler)

Tachi-waza bitiyor ve ne-waza başlıyor.
  • Te Waza (El ile yapılan teknikler)
  • Koshi Waza (Kalça ile yapılan teknikler)
  • Ashi Waza (Ayak ile yapılan teknikler)
==== Sutemi Waza ====(Yatarak yapılan teknikler)
  • Ma sutemi Waza
  • Yoko Sutemi Waza
  • Katame Waza
  • Ne Waza
  • Oseakomi Waza
  • Shime Waza
  • Atemi Waza
  • Ude Ate
  • Ashi Ate